Sarı, yeşil, mavi, beyaz.. Uçsuz ayçiçeği tarlaları, masmavi gökyüzü ve kalpten kalbe taze çiçekler
Bu ahenkli sahnenin görünmeyen derinliklerinde doğanın eşsiz bir taksîmi gerçekleşiyor. Güneşin altındaki iki arkadaştan siyahi olanı, açık tenli arkadaşına göre çok daha az D vitamini sentezleyebiliyor.
Bunun nedeni cilde rengini veren pigment olan melaninin güneşten gelen UVB'yi emmesi. Bunun anlamı koyu tenli dostlarımız güneş ışığıyla
D Vitamini üretmekte biraz daha zorlanıyor
Daha ilginç olan ise..
Siyahiler ya da koyu tenliler için dezavantaj gibi görünen bu durum aslında onların yaşadığı coğrafyalarda aşırı yoğun UV ışınlarına maruz kalarak cilt kanseri olmalarını büyük ölçüde engelliyor.
Açık tenliler ise nisbeten az güneşlenen enlemlerde daha az güneş ile daha çok
D vitamini sentezleyebiliyor.
Kemik sağlığından doğal bağışıklığın en önemli parçalarına, sinir ve ruh sağlığına kadar pek çok metabolik faaliyette elzem olan D vitamini güneşten kolayca temin edilebilse de dikkat edilmesi gereken bazı detaylar da yok değil.
Güneşten dünyamıza ulaşan ışınlar arasında sadece Ultraviyole B ışını ile D vitamini sentezleyebiliyoruz. UVB ise oldukça kısa dalga boyuna sahip. Bunun anlamı oldukça kırılgan olan Ultraviyole B ışınlarını sıradan saydam bir cam dahi filtreleyebiliyor.
Camın ardından, kapalı giysilerle ya da gündoğumu/günbatımı saatlerinde güneşlenerek D vitamini sentezlememiz mümkün görünmüyor.
Yağlı balık, yumurta sarısı ve süt D vitaminini günlük takviye etmenin yollarındandır.
Hastalık, yetersiz/dengesiz beslenme, güneşsiz geçen mevsimler ya da gelişim dönemlerinde yüksek doz D vitamini takviyesi için ise D vitamininin organik formu olan Vitamin D3 damlamızı tavsiye ediyoruz.